İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, seçimde 53 bin 99 Suriyeli’nin oy kullanacağını söyleyerek “Sokaklarda gördüğünüz her Suriyeli’nin oy kullanma hakkı yoktur, böyle bir şey mümkün de değildir. Üstelik bunların arasında 2011 krizi öncesi vatandaşlık hakkı elde etmiş, eskiden beri Türkiye vatandaşı olanlar da vardır” dedi.
Seçim güvenliği toplantılarının ilki Mardin’de gerçekleştirildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katıldığı toplantıda bölge valileri, il emniyet müdürleri ve il jandarma komutanları yer aldı. 13 vali, il jandarma Komutanı ve emniyet müdürleri ile Mardin’de bir araya gelen Soylu, seçim güvenliğine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakan Soylu, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerin huzur ve güvenli geçmesine yönelik alınacak önlemleri değerlendirmek üzere yaptıkları seçim güvenliği toplantısı nedeniyle bir araya geldiklerini söyledi. Soylu, “Benzer toplantıları 16 Nisan 2017 tarihindeki referandum öncesinde ve ardından 2018 yılındaki genel seçimler öncesinde düzenlemiştik. Bu yıl, 7 bölgede toplantı planlaması yaptık. Bugünkü ilk toplantımızda Adıyaman, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Muş ve Tunceli olmak üzere 13 ilden gelen arkadaşlarımızla bir aradayız. Bu toplantıda, seçimin her alandaki güvenliğini ve esas itibariyle sağlıklı bir seçim ortamı oluşturmak için alınacak tedbirleri gözden geçireceğiz. Bunlar içerisinde miting ve propaganda güvenliği, oy kullanılacak mekanların güvenliği ve sonuçların açıklanmasından sonra oluşacak herhangi bir şeye meydan vermeyecek güvenlik önlemleri de var. Ayrıca, kampanya ve oy verme günü çeşitli mecralarda yayınlanmak istenilen ve toplumda infiale sebep olabilecek maksatlı yayınlara karşı da önlemleri bu toplantıda tartışacağız” dedi.
“EKSİKLİK TESPİT EDİLEN 363 BİN 555 VATANDAŞIMIZA ÇAĞRIDA BULUNDUK”
Hemen her seçimde klişeleşmiş belli konular üzerinden seçimlere gölge düşürecek bazı tartışmaların ortaya atıldığını belirten Bakan Soylu, “Son günlerde özellikle seçmen listeleri ve adres bildirimlerine ilişkin bir takım yayınlar söz konusudur. Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz günlerde, herkesin kendi yerine oy kullanması, farklı davranış ve arayışlar içine girmemesi gerektiğini, bunu tasvip etmediğini, hatta bundan şikayetçi olduklarını ifade ettiler. Seçim sürecinin yönetimi anayasamızın verdiği yetki ile Yüksek Seçim Kurulu’na aittir. Seçmen listeleriyle ilgili bütün itiraz mercii Yüksek Seçim Kurulu, il ve ilçe seçim kurullarıdır. Halihazırda partilerimizin itirazlarına yapılan düzeltmeler var, tahkikatı devam edenler de var. Devam eden süreçlerin, yapılan düzenlemelerin seçime gölge düşürecek gündem maddesi haline getirmek doğru değildir. Bizim için her vatandaşımızın oyunu kullanması esastır. İçişleri Bakanlığı olarak, adreslerinde eksiklik olduğunu tespit ettiğimiz 363 bin 555 vatandaşımıza çağrıda bulunduk. 64 bin 348 vatandaşımız başvuruda bulunup, bilgilerini güncelleyerek kamu haklarını kullanmalarındaki engelleri kaldırdılar” diye konuştu.
“SOKAK’TA GÖRDÜĞÜNÜZ HER SURİYELİ OY KULLANMAYACAK”
Bakan Soylu Suriyeli vatandaşların oy kullanmasına yönelik yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Klişe haline gelmiş bir tartışma konusu da, Suriyelilerin oy kullanma meselesidir. Türkiye’de 3 milyon 632 bin 622 Suriyeli, uluslararası korunma statüsüyle ülkemizde bulunmaktadır. Sokaklarda gördüğünüz her Suriyelinin oy kullanma hakkı yoktur, böyle bir şey mümkün de değildir. Oy kullanma hakkı ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını hak kazanmış Suriyeliler için müracaat eden vatandaşlığı kazanmış, Suriyeli kardeşlerimiz için mümkündür. Bunun da toplam sayısı çocuklar da dahil olmak üzere, 79 bin 820 kişidir. Bunlar içerisinden reşit olmayanları çıkardığımızda, önümüzdeki seçimlerde oy kullanacak olanların sayısı 53 bin 99’dur. Üstelik bunların arasında 2011 krizi öncesi vatandaşlık hakkı elde etmiş, eskiden beri Türkiye vatandaşı olanlar da vardır. Yurt içi seçmen sayısının geçen seçimlerde 53,6 milyon kişi olan bir ülke de 53 bin kişi üzerinden seçimin sıhhatini tartışmaya açmak demokrasiye ve hakikaten bu işin sıhhatine, önümüzdeki rakamlara aykırıdır. Aynı zamanda zihnimize de hakarettir.”